- Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasına göre Türkçenin Niğde ilinde kullanılan şivesi Batı Anadolu ağızları içindedir ve Ankara, Haymana, Balâ, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kalecik, Kırıkkale, Kızılırmak, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Şarkışla, Gemerek bölgelerinde konuşulan ağız ile aynı alt sınıftadır, Cülük: Civciv. “Ufak at da cülükler de yesin”
Çebiç: Oğlaktan küçük keçi yavrusu. “Çebiç çobanı iyi kaval çalıyor”
Dıkılmak: İçeriye girmek. “Çocuklar, içeri dıkılın”
Dölek: Düzgün. “Dölek dur oğlum”
Fıcıtmak: Fırlatmak. “Daşı bir fıcıttım, kafası yarıldı”
Gıyık: Büyükçe iğne. “Gıyığı getir de yorganı yüzleyelim”
Hacat: Evlerde kullanılan araç ve gereçlere verilen genel ad. “Şu hacat
bozulmuş”
Hangırda?: Nerede? “Bizim eşyalar hangırda?”
Hangırdamak: Gülmek. “Hangırdamadan derdini anlatamıyor”
Hıçır: Çok yediği halde iyileşmeyen. “Bizim hıçır toklu hiç iyileşmedi”
Höykürmek: Garip sesler çıkararak bağırmak. “Niye öyle höykürüyon?”
Kerahat: Pislik, kötü. “Git şuradan kerahat”
Kes: İri saman. “Samanın içinden kesleri ayırıver”
Köskü: Köstebek. “Köskü deliklerinden su kaçıyor.”
Menter: Mantar. “Dün bir menterli pilav yedik”
Mılığım Yıkık: Moralim bozuk. “Bugünlerde mılığım yıkık”
Mirav: Köy bekçisi. “Bugün bizim mirav görünmedi”
Şelfin: Tavuğun biraz küçüğüne denir. “Bu şelfinleri kaça aldın?”
Telis: Çuval. “Şu telisler delikmiş”
Tentene: Dantel, oya. “Tenteneyin modeli de güzelmiş”
Yöneği: Aksi, ters. “Şu adam amma da yöneği”
Zıymak: Kaymak. “Geçen dağdan zıydık”
Istar : Halı tezgahı, halı.
İfrit : Pis koku.
Kanayaklı : Kadıncağız, kızcağız (Mahsun veya masumluk ifadesi olarak)
Karık : Üzüm dikilen tümsek
Kelik : Eski ayakkabı
Kesirinden gelmek : Sırf inat olsun diye yapılan şey
Kesek : Kerpiç
Kığı : Koyun-keçi pisliği
Kırı : Eşek yavrusu
Kişniş : Küçük taneli üzüm
Köfter : Üzüm suyu ve nişastayla yapılan yöresel tatlı.
Kömüs: Bağ ve tarla sulama sırasını ayarlayan yetkili
Mazarat : Zararlı
Meşkef : Kir,pislik, pasak
Ödü sıdmak : Çok korkmak
Pöç : Kuyruk sokumu
Sıracalı : Hastalıklı
Sokum : Lokma
Söğürme : Ateşte etle yapılan yöresel bir yemek
Şepe : Biraz kalınca açılan anında yenilen yufka ekmek
Tirit : Kelle suyu ile ekmek karışımı yemek
Uyku semesi : Uyku mahmurluğu hali, uyku sersemliği
Ümüğü ötmek : Yokluktan ve açlıktan perişan olmak
Ütmek : Kumarda kazanmak, kılı yakarak temizlemek
Übülük : 8 - 10 santimlik ince agaç çubuğu iki taş arasına koyarak başka uzun çubuk vasıtasıyla
uzaklara fırlatılarak oynanan bir oyun.
Vıcıtmak : Fırlatmak, çekilip gitmek.
Vittırıvızık : (Halk ağzıyla) pekmezle yapılan unlu helvaya verilen ad.
Yamsılmak: Saygısızca, geniş ve rahat oturmak.
Yamuk : Güvenilmez
Yılıkkan : Yalama, gevşemiş
Yuha : İnce, seyrek, hafif (giysiler için kullanılan tabir)
Yuvak : Kabaran toprak damları yağmura karşı sertleştirmek için kullanılan eksen delikleri bulunan taş silindir.
Yinli : Hafif, uçarı, elde avuçta durmaz (yenli diye de söylenir)
Cekkelek: Yinli ile aynı anlamda kullanılır
Neşeğil:Nasıl yani
Nööürüpbatın:nasılsın neler yapıyorsun
22 Kasım 2011 Salı
NİĞDE ŞİVESİ
Etiketler:
niğde konuşmaları,
niğde konuşması,
niğde şiveleri,
niğde şivesi,
niğdeliler nasıl konuşur,
niğdelilerin şiveleri,
niğdenin şivesi,
orta anadolu şivesi
Yer:
51000 Niğde, Türkiye
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder