22 Kasım 2011 Salı

NİĞDE ŞİVESİ

  • Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasına göre Türkçenin Niğde ilinde kullanılan şivesi Batı Anadolu ağızları içindedir ve Ankara, Haymana, Balâ, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kalecik, Kırıkkale, Kızılırmak, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Şarkışla, Gemerek bölgelerinde konuşulan ağız ile aynı alt sınıftadır, Cülük: Civciv. “Ufak at da cülükler de yesin”

    Çebiç: Oğlaktan küçük keçi yavrusu. “Çebiç çobanı iyi kaval çalıyor”

    Dıkılmak: İçeriye girmek. “Çocuklar, içeri dıkılın”

    Dölek: Düzgün. “Dölek dur oğlum”

    Fıcıtmak: Fırlatmak. “Daşı bir fıcıttım, kafası yarıldı”

    Gıyık: Büyükçe iğne. “Gıyığı getir de yorganı yüzleyelim”

    Hacat: Evlerde kullanılan araç ve gereçlere verilen genel ad. “Şu hacat
    bozulmuş”

    Hangırda?: Nerede? “Bizim eşyalar hangırda?”

    Hangırdamak: Gülmek. “Hangırdamadan derdini anlatamıyor”

    Hıçır: Çok yediği halde iyileşmeyen. “Bizim hıçır toklu hiç iyileşmedi”

    Höykürmek: Garip sesler çıkararak bağırmak. “Niye öyle höykürüyon?”

    Kerahat: Pislik, kötü. “Git şuradan kerahat”

    Kes: İri saman. “Samanın içinden kesleri ayırıver”

    Köskü: Köstebek. “Köskü deliklerinden su kaçıyor.”

    Menter: Mantar. “Dün bir menterli pilav yedik”

    Mılığım Yıkık: Moralim bozuk. “Bugünlerde mılığım yıkık”

    Mirav: Köy bekçisi. “Bugün bizim mirav görünmedi”

    Şelfin: Tavuğun biraz küçüğüne denir. “Bu şelfinleri kaça aldın?”

    Telis: Çuval. “Şu telisler delikmiş”

    Tentene: Dantel, oya. “Tenteneyin modeli de güzelmiş”

    Yöneği: Aksi, ters. “Şu adam amma da yöneği”

    Zıymak: Kaymak. “Geçen dağdan zıydık”

    Istar : Halı tezgahı, halı.

    İfrit : Pis koku.

    Kanayaklı : Kadıncağız, kızcağız (Mahsun veya masumluk ifadesi olarak)

    Karık : Üzüm dikilen tümsek

    Kelik : Eski ayakkabı

    Kesirinden gelmek : Sırf inat olsun diye yapılan şey

    Kesek : Kerpiç

    Kığı : Koyun-keçi pisliği

    Kırı : Eşek yavrusu

    Kişniş : Küçük taneli üzüm

    Köfter : Üzüm suyu ve nişastayla yapılan yöresel tatlı.

    Kömüs: Bağ ve tarla sulama sırasını ayarlayan yetkili

    Mazarat : Zararlı

    Meşkef : Kir,pislik, pasak

    Ödü sıdmak : Çok korkmak

    Pöç : Kuyruk sokumu

    Sıracalı : Hastalıklı

    Sokum : Lokma

    Söğürme : Ateşte etle yapılan yöresel bir yemek

    Şepe : Biraz kalınca açılan anında yenilen yufka ekmek

    Tirit : Kelle suyu ile ekmek karışımı yemek

    Uyku semesi : Uyku mahmurluğu hali, uyku sersemliği

    Ümüğü ötmek : Yokluktan ve açlıktan perişan olmak

    Ütmek : Kumarda kazanmak, kılı yakarak temizlemek

    Übülük : 8 - 10 santimlik ince agaç çubuğu iki taş arasına koyarak başka uzun çubuk vasıtasıyla
    uzaklara fırlatılarak oynanan bir oyun.

    Vıcıtmak : Fırlatmak, çekilip gitmek.

    Vittırıvızık : (Halk ağzıyla) pekmezle yapılan unlu helvaya verilen ad.

    Yamsılmak: Saygısızca, geniş ve rahat oturmak.

    Yamuk : Güvenilmez

    Yılıkkan : Yalama, gevşemiş

    Yuha : İnce, seyrek, hafif (giysiler için kullanılan tabir)

    Yuvak : Kabaran toprak damları yağmura karşı sertleştirmek için kullanılan eksen delikleri bulunan taş silindir.

    Yinli : Hafif, uçarı, elde avuçta durmaz (yenli diye de söylenir)

    Cekkelek: Yinli ile aynı anlamda kullanılır

    Neşeğil:Nasıl yani

    Nööürüpbatın:nasılsın neler yapıyorsun

Hiç yorum yok: